Uğur Mumcu Gazeteciydi… Ve gazeteciliğin gerektirdiği her türlü sorumluluğu eksiksiz bir şekilde yerine getirmişti. Asker kaçağı vatanseverlerin, dedikodu yazarlarının, birileri istedi diye fikirlerini ve düşüncelerini bir çırpıda satanların gazeteci olarak lanse edildiği günümüzde Uğur Mumcu’nun yokluğu hissedilen bir gerçektir.

Evet... Gazeteciydi Uğur Mumcu. Ve Gazetecinin göreviydi bildiklerini korkmadan anlatmak. Yiğitçe anlatmak. Gazeteci çağın tanığıdır çünkü. Bütün küresel yozlaşmaların, sosyal yozlaşmaların, ahlaki yozlaşmaların tanığıdır. Bütün cinayetlerin tanığıdır açıkçası. Açlığın ve yokluğun ve sefaletin ve çaresizliğin tanığıdır. Makineye kaptırılan kolun, üzerine kurşun yağan bedenlerin ve yargısızca infaz edilen düşüncelerin tanığıdır Gazeteci. Ve Uğur Mumcu gerçek bir gazeteciydi.

Her ne kadar biz Uğur Mumcu’nun yazıp çizdiği zamanlarda çocuk yaşlarda olsak da, kendisinin önceden yayınlanmış kitaplarını ve yazılarını okuduğumuzda onun Türkiye için ne kadar büyük bir değer olduğunu bir kez daha anlıyoruz.

Uğur Mumcu Türkiye’nin tam bağımsız bir ülke olmasından başka hiç bir şey istememiştir. Emperyalizme ve onun ahtapot kollarına karşı onurlu bir mücadele sürdürmüş, haberlerinde ve yazılarında belgesiz ve bilgisiz davranmamış ve halkı bilgilendirme konusunda en iyi olanı yapmıştır.

Her ne kadar şerefsiz bir şekilde katledilse de, Uğur Mumcu şerefli bir şekilde ölmüştür.

Uğur Mumcu’nun gazeteci kimliğini ve kişiliğini baştan sona anlatmaya kalkarsak buna ne kelimeler yeter nede zaman. Bugün Türkiye’de ki birçok büyük gazetede çalışan büyük gazeteciler hakkında değişik spekülâsyonlar yapılabilir.

Özel hayatlarından, çıkar ilişkilerine kadar her şey söylenebilir. Ama ben sanmıyorum ki bir kişi çıkıp ta Uğur Mumcu için olumsuz bir şey söylesin. O, ülkesi için tek kişilik bir ordu gibi mücadele etmiş ve bedelini hayatıyla ödemiştir. Ne yazık ki bu ülkeyi çok fazla sevenler fazla yaşamamışlardır zaten. Daha doğrusu yaşatılmamışlardır. Adalet ve Demokrasi Haftasını kutladığımız bu bugünlerde adalet ne yazık ki tozlu raflarda kalmış ve Uğur Mumcu gibi birçok yazarın ve gazetecinin katilleri hâla aramızda ellerini kollarını sallayarak dolaşmaktadırlar.

Uğur Mumcu, gazeteci kimliği tartışılamaz gerçek bir vatanseverdi. O’nun yıllar önce yazdıklarını bugün tiyatro seyreder gibi seyretmekteyiz. Türkiye ne zaman tam bağımsız bir ülke olur ve ne zaman gerçek anlamda basın özgürlüğüne kavuşursa Uğur Mumcu’nun o zaman mezarında rahat uyuyacağına inanarak yazımı O’nun şu sözleriyle bitirmek istiyorum.

Katilin sağcısı solcusu olmaz. Katil, katildir…