Zonguldak Merkez

GMİS REFERANDUMDA HAYIR DİYECEK

GMİS REFERANDUMDA HAYIR DİYECEK

Genel Maden İşçileri Sendikası (GMİS) Yönetim Kurulu adına bir basın açıklaması yapan Genel Başkan Ramis Muslu. 12 Eylül 2010 tarihinde yapılacak Anayasa referandumunda HAYIR diyeceklerini açıkladı.

Anayasaların, toplumun her kesiminin üzerinde uzlaşacağı temel kuralları içeren metinler olduğunu, değiştirilmesi düşünülen maddeler üzerinde toplumsal uzlaşma sağlanamadığını ve referandumun tek seçenekli bir dayatma olarak, yüzde 51 yeter, anlayışıyla topluma sunulduğunu belirten Muslu, bu düzenlemenin ve sürecin daha büyük sorunlar yaratacağını belirterek şunları söyledi;

“Türk-İş Başkanlar Kurulu 9 Ağustos 2010 tarihinde Ankara’da toplanarak 12 Eylül 2010 tarihinde yapılacak olan Anayasa referandumunu görüştü. Başkanlar Kurulu üyelerinin büyük bir çoğunluğu “HAYIR” denilmesi yönünde görüş belirtti. Ancak Türk-İş Yönetim Kurulu bunu kamuoyuna açıklamayarak sendikaları serbest bıraktı.

Genel Maden İşçileri Sendikası Genişletilmiş Başkanlar Kurulu olarak 11 Ağustos 2010 tarihinde yaptığımız toplantıda ülkemizdeki gelişmeleri değerlendirdik ve “referandum” konusunu tartıştık.

Öncelikle sendikaları ve emekçileri ilgilendiren maddeler olmak üzere toplumda ciddi tartışmalara neden olan “Yüksek Yargı” alanında yapılması düşünülen değişiklikleri doğru bulmadık.

Maddelerin hazırlık sürecinde yeterince toplumsal uzlaşma aranmamış olması, özellikle sendikaların önerilerinin ciddiye alınmaması ve çalışma dünyasında temel sorunların görmezden gelinmesi, haklı olarak mevcut değişiklik önerilerine kuşkuyla yaklaşmamıza neden olmuştur.

Maddelerin tek tek oylanması yerine tüm maddelerin birlikte oylanması yoluna gidilmiş olması demokratik bir yöntem olmayıp, araya sıkıştırılan maddelerle ilgili endişeleri artırmıştır.

Teklif edilen değişikliklere rağmen, daha köklü değişiklikler yapılması ya da daha özgürlükçü, daha katılımcı ve toplumun tüm kesimlerinin uzlaşacağı yeni bir Anayasa yapılmasını herkes savunuyorken, bir dayatma olarak referandumun getirilmesi doğru olmamıştır.

Emekçiler açısından bakıldığında, anlatıldığı gibi yeni bir kazanım yoktur:

Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 51 inci maddesinin dördüncü fıkrası; (Aynı zamanda ve aynı iş kolunda birden fazla sendikaya üye olunamaz.) yürürlükten kaldırılmıştır.”

Bu değişiklik; Sendikal mücadelede kaosa neden olacaktır. Sendikaların, çalışanların haklarına yönelik ortak mücadelesini engelleyip, sendikal rekabeti üye kapma yarışına dönüştürerek güdümlü ve zayıf sendikalar yaratacaktır. Eylemlilik ve grev gibi yasal hakların uygulanmasında ciddi sakıncalar doğuracak, toplu iş sözleşmelerinin düzenlenmesi ve uygulanmasında ciddi sorunlar yaratacaktır.

Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 53’üncü maddesinin Üçüncü ve Dördüncü fıkraları kaldırılmış ve maddeye aşağıdaki fıkralar eklenmiştir.

“Memurlar ve diğer kamu görevlileri, toplu sözleşme yapma hakkına sahiptirler.

Toplu sözleşme yapılması sırasında uyuşmazlık çıkması halinde taraflar Kamu Görevlileri Hakem Kuruluna başvurabilir. Kamu Görevlileri Hakem Kurulu kararları kesindir ve toplu sözleşme hükmündedir.”

Bu değişiklik ile; Memurlara grevli toplu sözleşme hakkı tanınacağı öne sürülmüştür.

Oysa değişiklik, böyle bir hakkı düzenlememekte, memur sendikalarının yıllarca mücadele verdiği grevli toplu sözleşme hakkını, zorunlu tahkim sistemi olan Kamu Görevlileri Hakem Kurulu’nu getirerek ellerinden almaktadır.

Anayasa Değişiklik Paketi, ilgili maddelerden de anlaşılacağı gibi sendikal hak ve özgürlükler ile örgütlenme açılarından ileri düzenlemeler içermemekte, aksine, yeni sorunlar yaratacak düzenlemeler barındırmaktadır.

Bugün ülkemizde sendikaların önündeki en önemli sorun örgütlenme sorunudur. Ülkemizde sendikasız-iş güvencesiz çalışanlar ile sendikalara üye çalışanlar arasındaki oranlar arasında uçurum bulunmaktadır. Yeni değişiklikler, bu sorunu ortadan kaldırmayacağı gibi daha da derinleştirecektir.

Kayıtdışı çalışmanın önlenmesi için herhangi bir düzenleme yapılmamış, örgütlenme özgürlüğü güvence altına alınmamıştır. Örgütlenmenin önüne çıkarılan gerekçelerin hiçbiri ortadan kaldırılmamıştır.

Aksine, Ulusal İstihdam Stratejisi oluşturmak için yapılan çalışmalar mevcut durumu daha da kötüleştirmektedir.

Kıdem tazminatı, esnek çalışma modelleri, özel istihdam bürolarına işçi kiralama yetkisi verilmesi, bölgesel asgari ücret tespiti gibi yeni hak kayıpları söz konusudur.

Ülkemizde sendikasızlaştırma, ucuz ve güvencesiz işgücü yaratma çabalarının zirveye çıktığı bir dönemde yapılması planlanan değişiklikler, yeterli ve ikna edici değildir.

Hem siyaseten hem de başta emekçiler olmak üzere tüm toplum katmanları açısından geniş bir uzlaşma zemini yaratmadan dayatılan bu anayasa değişikliğinin yeni sorunlar yaratacağı açıktır.

Bu nedenlerle HAYIR diyoruz.”



Yazı için 0 puan verdiniz
Doğan Bostancı

Doğan Bostancı

Toplam Yazısı : 95

Gazeteci

Tüm Yazıları


Reklam


Haber Yorumu, Bu haber için hiç yorum yazılmamış, ilk yorumu siz yapın!