Cahit AKMAN- Siyasi Rekabetsizlik
Hazan mevsiminden kışa alışma yılgınlıklı günlerin dalgalanması genel siyaset hızlılığına karşıt bölgemizde rekabetsizlik olarak yansıyor. Durağanlaşan ve çözüm üretilir gibi gösterilip çözümleşen gelişmeleri izledikçe Siyaset erdemliliği anılarda kalmaya devam edecek gibi. İl ve ilçelerimizi yakından ilgilendiren vatandaşın beklentisini belirsizliğe, kararsızlığa yönelten oluşumlar siyasete ve yöneticilere olan güveni de olumsuzlaştırıyor. Ekonomik ve sosyal Durağanlık yaşamımızın her alanında geliştikçe istikrarsız görüntüden çıkılamıyor. Siyaset uzun vadeli ve hedef kulvarında dalgalanmaya başlarsa güven erozyonunu gidermek kolay olmuyor. Umut ve beklenti önce belirsizliğe yönelirse güven tazelemek ve siyaset sevecenliği ve sıcaklığını sağlamak seçim sandıklarında farklılıklarla kendini gösterir. Oysa seçim sürecine çoktan girdik. Siyasi sinerji bölgeye üretkensizlik olarak yansıyor. Siyaseti sinerjisi yoruldu herhalde ki Alaplı’nın geleceğine ve kent geçişine yönelik birkaç küçük düzenleme olabilecekmiş gibi gösterilmeye çalışılıyor olsa da yetmiyor. Siyaset taşıyamıyor. İletemiyor. Muhalefet de gelenekseleş miş sosyal demokratlığını kıramıyor. Siyasi rekabet, rekabetsizlik ve kabullenmişlikle eşdeğer gidiyor. Bu süreç olumlu görünmüyor. Ereğli Belediye Başkanı bölgenin oy deposu ve sosyal demokrat çizgisiyle önde görünüyor. Gerçi referandumda ve Genel seçimlerde AK parti de mesafe aldı gibi olsa dahi kongresizlik tıkanmışlığının yol açtığı güvensizlik, suskun dağınıklık ve kronikleşen yapı aşılamıyor. Siyasi amaç uğruna ve kendi yöntemine göre çıkışlarıyla yerel basını peşine takan Ereğli Belediye Başkanı Posbıyık’ın bazı uygulamaları beğenilmese bile, istediğine ulaşabiliyor. Yanlışına yanlış, doğrusuna da doğru diyebilen siyasi iradeyi göremiyorum. Eğriye eğri-doğruya doğru ya da Sezar’ın hakkını Sezar’a verme olgunluğu, rekabetsizlikle örtüşebiliyor. Yılan hikayesine dönen Öğretmenevi konusu.. Gündeme getiriverdi. Siyaset etiğine aykırı söylemlerle de verdi veriştirdi. Yanıtlar ve karşılıklar verildi. ! Milli Eğitimciler Ereğli’deki meslek kuruluşları ve İşadamlarının kapısını çalarak ayni ve nakdi destek istediler. Benzerini Belediye Başkanına da yaptılar. Posbıyık, zamanlama siyasetçisi, fırsatını buldu mu hamleden çekinmiyor. Milli Eğitimciler apar topar Ereğli’ye geldiler, koltuk sandalye ikmalinden sonra Öğretmenler Gününe bir gün kala bir bölümünün, sonra da biraz daha başka bölümünü hizmete alıverdiler. Basın mensuplarına da Öğretmenevi’ni gezdirdiler. Şimdi kim amacına ulaştı. ? kim puan aldı, kim puan verdi! İşin zayıflığı ve çelişkisini de söyleyiverdiler. Efendim gecikme binadaki su sızıntıları ve bazı sıkıntılardan kaynaklanmış. Bu binayı kim teslim aldı. Kesin kabulü nasıl yapıldı? Eğer öyleyse bu su sızıntısı kesin kabulde fark edilmemiş mi? O zamandan buyana yükleniciye ne uygulanmış. Ya da istenmiş, Kentsel dönüşüm kurallarına göre ne yanıt isteyelim? İl Eğitim Müdürü’nün elinde Ereğli’den sayısı 12’yi bulan kurum ve kuruluşlarla bazı hayırsever işadamların Öğretmenevi’ne nakdi ve ayni yardım vaat listesi var. Vaat edenleri ve vaatlerini söyledi. Vaat edilenler halen de vaat düzeyinde. Ya! Milli Eğitim Öğretmenevleri için ödenek, fon, destek her nen ise yok mu da umut bir elin parmağından fazla hayırseverlerin inayetine kaldı ? Başbakan dünyanın 10.büyük ekonomisi olacağız derken biz Ereğli Öğretmenevi’ni ulufe ve sadaka siyasetiyle mi açacağız. !