Her sene olduğu gibi bu yılda SEVGİ, BARIŞ, DOSTLUK festivali geldi geçti. Bizim için fazla önemi kalmayan bir festivalden öte gitmeyen, bazı kesimlerinse her ne hikmetse çok faydalı olduğunu düşündüğü ( Ereğli’yi Türkiye’ye hatta dünyaya duyuruyormuş, ne özelliği ile tanıtılıyorsa ?) bence Ereğli halkına fazla bir getirisi olmayan ama bunun yanında birçok şeyimizi alıp götüren bir festival oldu artık. O kadar masrafla, emekle dikilen çimler, çiçekler festival diye mahvoluyor. Çevre illerden kızlarımıza sarkıntılık yapmak, kalabalıktan faydalanıp (fordçuluk )yapmak için gelen terbiyeden haberi olmayan insanların ve namus kavramından yoksun kişilerin çoğunluğu oluşturduğu topluluktan başka bir şey değil artık bence. Artık  başkanın gereksiz şeylere maydanoz olmaktansa, nasıl faydalı şekle getirileceğini yada yapılıp yapılmamasını tartışması gerekiyor bence…

                Şehrimizde senelerdir yoksul vatandaşlarımıza  yardım etmek için tüm gücüyle çalışan bir dernek var. Belediye başkanımız  bu derneği hiç ziyaret etmez, hatta katlı otoparkın üstünde önceki yıllarda yer gösterdi ve Erdemir  Oyağa devrolmadan önce fabrika yönetimi  buraya dernek için kullanışlı bir plan çizerek çelik konstriksüyon olarak ana hatlarını yaptılar ve katlı otoparkın oraya getirdiler. Fakat sayın Posbıyık ben öyle bir söz vermedim diyerek verdiği sözü inkar etti  ve her şey geriye gitti. Senelerce ne  kadar kermes yapıldı ise bir kere olsun Neriman hanım bu kermeslere teşrif etmedi. Ama ne hikmetse ilçemizde bulunan yardım derneğine el uzatmayan başkan ve eşi  Sevgi Çemberi  diye bir yer açtılar gidip görmedim henüz ama kime, nasıl, ne hizmet veriyor  bilemiyorum ama verilen şeylerin dedikodusunu duyuyorum uzaktan, yakından…

                Posbıyıktan önce bir başkanımız vardı adı durmadan kaldırımları değiştirmekle anılan (bunun yanında maaş almadığı ve para yemediği  ile de anılan)geçen gün çarşıda gezerken bazı kaldırımların sökülüp değişik taşlarla yeniden döşendiğini gördüm de başkanımız gene kimlere ekmek parası kazandırma yolunda diye düşünmeden geçemedim…

                Bir arkadaşımın çarşı içinde dükkanı var. Zabıtalar kapı önüne satmak için çıkardığı eşyalar için işgaliye parası alıyorlar ki iki dükkan arasında yol oldukça geniş ve araç geçmeyen bir yol. Yıllardır Pazar yerine giden yol üzerinde bulunan dükkanların kaldırımı işgal etmesi yüzünden insanların yola inerek yürümek zorunda kaldıklarını , arabaların geçmesi yüzünden tehlikeye davet çıkardıklarını görüyorum  ve başkanımıza baya bir dua ettiklerine şahit oluyorum da…  Acaba diyorum bu dükkanların yada dükkan sahiplerinin bir ayrıcalığı mı var ?  diye düşünmeden edemiyorum yani…

                Şimdi yakında hamsi festivali var, tamam güzel bir etkinlik ama öğlen ateşler yakılmadan hemen öncesinde dağılan ayıklanmamış hamsiler, nerede, nasıl ayıklanıp,  yıkanıp, ızgara yapılacak diye hiç mi düşünülmüyor çok merak ediyorum. İnsanların birbirini ezerek hamsi, ekmek, helva, soğan almasından kimler zevk alıyor, nasıl bir zevktir buna da anlam verebilmiş değilim. Hamsinin ya önceden ayıklanması , öyle dağıtılması yada ne bileyim bir gün önceden dağıtılması gibi bir çare düşünülmesi gerekiyor  sanırım…

                Oradan , buradan derken belediyemizin ve başkanımızın  yapılan yanlışlıkları görüp,  ‘’ zararın neresinden dönersek kardır ,, anlayışıyla bizim gibi olaylara objektif bakıp çözüme ulaştırması dileğiyle … Hoş kalın, Hoşçakalın…